Mine Tarhan [1]
Ayten Altıntaş, 11 Haziran 1948 yılında Tokat’ta dünyaya gelmiştir. Yüksek öğrenimini ise 1966-1970 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji alanında göreve başlamıştır. Ayten Altıntaş çalışmalarını Türk Tıbbi eğitimi konusunda yoğunlaştırmıştır. Osmanlı tıbbında derin araştırmalar yapmış, bu araştırmalarını kitap haline getirmiştir. Kokulu Gülün Osmanlı Tıbbındaki Yeri ve Doğal Kozmetikler bu çalışmaların ürünüdür. Günümüze kadar yayımlanmış 40 araştırma makalesi ve 5 adet kitabı bulunmaktadır [2].
Günümüzde sağlıklı yaşam daha da önemli hale gelmiştir. Çünkü hastalıklar artmış diğer taraftan ömür süresi uzamış ve bu ömrü sağlıklı geçirmek isteği haliyle bu konuya olan merakı daha da artırmıştır. Sağlıklı yaşamla ilgili bilgiler sürekli kendini yenilemektedir.
Bunun yanında da eski öğretiler de merak konusu olmaktadır. Bu eserle birlikte insanlığın sağlık sektöründeki çalışmalarının sonucunda büyük bir birikimin yer aldığı, Eski Tıp olarak nitelendirilen Osmanlı Tıbbına yer verilmiştir. Bu eser sağlıklı yaşam bilgilerini içermektedir. Eserdeki konular genel itibariyle günlük hayatı sağlıklı hale getirecek bir rehber diye de nitelendirilebilecek hap bilgiler içermektedir. Eserde yer alan bilgilerin o zamanın doğrularına sadık kalınarak yazıldığı eserde özellikle belirtiliyor, yani günümüz bilgileriyle değerlendirilip yazılmamıştır. Bu kitabın ilk hali Osmanlı Hekimlerinin Sağlık Kuralları eseridir. Daha sonra eser bu isime çevrilip yeniden basılmıştır.
İnsan öncelikle kendini tanımalıdır. Osmanlı hekimlerinin de önemsediği noktalardan biri de bu konudur. Verilen tedaviler bunlar dikkate alınarak yapılmıştır. Peki nedir bu bahsedilenler derseniz hemen açıklıyorum. Osmanlı tıbbında her şeyin “toprak, ateş, hava ve su” dan meydana geldiğine inanılmıştır. Bu alemdeki her şey bu temel unsurların belli oranlarla karışmasıyla oluşmuştur. Canlı, cansız her şey buna dahildir. Bu unsurlar bedenimizde önemli fonksiyonları olan dört sıvıyı yani “hılt”ı oluşturmuştur. Bu dört temel hılt “kan, balgam, safra, sevda”dır. Sağlıklı hal, bu sıvıların etkeninin dengeli olmasıdır. Osmanlı hekimlerince diğer önemli husus ise mizaçtır. İnsanda bulunan kan, safra, sevda ve balgam belli oranlarda karışarak tabiatı oluşturur. İşte hekimler için en önemli olan bu tabiatları tanımak ve buna özel tedavi oluşturmaktır. Eski Tıbba göre insanlar “demevi, safravi, sevdavi veya balgami” mizaçtadır.
Diğer önemli husus ise “nitelikler”dir. Temel nitelikler: sıcaklık, soğukluk, nemlilik ve kuruluktur. Beden ve içindeki her organ bu niteliklere sahiptir. İşte bunları bilmek çok önemli görülmüştür. Aslına bakılırsa bunlar tıbbın temelini oluşturuyor diyebiliriz.
Kendimizi tanımamız sağlandıktan sonra sağlığı korumadaki etkenlerden bahsediliyor. Bu etkenler:
Bu başlık altında havanın türleri (soğuk hava, kuru hava, rutubetli hava, kötü hava) ardından mevsimler ve mevsimlerin sağlık ve insan üzerindeki etkilerinden bahsedilmiştir. Mevsimlere göre beslenme, vücudun temizlenmesinin öneminden bahsedilmiştir. Sağlık açısından önemli mekanlardan bahsedilmiştir. Örneğin kitapta yüksek, dağlık alanlar, toprağı iyi, pencereleri ve kapıları doğu ya da kuzeye bakan yerler yaşamak için iyi yerler olarak geçmektedir.
Gıdaların türleri, mizaca göre beslenmenin nasıl olması gerektiği, suyun ve içeceklerin önemi gibi pek çok konudan bahsedilmiştir. Benim çevremden sık duyduğum sabah uyanınca büyük bir bardakta su içilmesi durumu burada yanlış bir eylem olarak ifade edilmiştir. Yani bu demek oluyor ki su içiminin de doğru vakitleri var ve bunlara uymak gerekiyor. Vücudumuz için temel bir gıda olan su, doğru vakitlerde ve doğru şekilde tüketilmesi halinde etkisini daha da artırıyor.
Bu bölümde genel manada sporda uyulması gereken kurallardan, örneğin: Spora nasıl başlanılacağı, spora başlanmadan önce yapılması gereken masaj türlerinden bahsedilmiştir. Ayrıca Osmanlı tıbbında yapılan spor çeşitlerine de değinilmiştir.
Duyguların sağlık üzerinde çok önemli yeri vardır. Olumlu veya olumsuz duygularla nasıl mücadele edileceğine dair pek çok tavsiyeler yer almaktadır. Her duygu aslında beden için çok önemlidir. Yaşanan her duygu için şu bilinçte olunması gerekmektedir: Bu dünyanın geçiciliği ve ölümün varlığı hatırlanmalı ve bugün çok önemli gibi gelen olayların aslında önemsiz olduğunun bilincinde olmak gerekir [3]. Kitapta geçen bir alıntıyla bu bölümü kapatmak isterim:
“Varla yokla hatırını incitme ve hoş dil ol ya’ni gönlün hoş tut
Zira her kemal ki dünyada vardır anın akıbeti yoklukdur
Hasılı her kemalin nihayeti zevaldir “
(Varlıkla yoklukla içini incinme ve hoş kanılı ol, zira yokluktur sonu her kemalin)
Hafız Şirazi [4]
İyi bir uyku çok önemlidir. Bu bölümde iyi uyku nasıl olmalı, uyumanın şekli, uykusuzluk ve aşırı uyku durumu gibi konulardan bahsedilmiştir. Anormal uyku durumları için çeşitli tavsiyelere yer verilmiştir. Bu tavsiyelerden örnek vermek gerekirse iyi bir uykunun vakti, yemek yenildikten iki saat sonra olması gerekmektedir. Yatış şekli için tavsiye edilen ise önce sağ tarafa sonra sol tarafa dönüp yatılmasıdır. Bunlar gibi pek çok tavsiye sebepleriyle açıklanmıştır.
Bu konu tıp hekimlerinin çok önem verdiği bir konudur. Vücut fazlalıklarından kurtulmaz ise hastalıklarla cevap verir. Bu arınma ne fazla olmalı ne de az olmalıdır, her iki durum da zararlıdır. Bu arınma durumu doğal atılım (kusmak, idrar, terlemek, burun akıntısı, salya ve ağız salgısı) ve kendi çabamızla arınma şeklinde gerçekleşmektedir. Bu bölümde bunlara geniş yer verilmiştir. Kan aldırma, hacamat, sülük, cima ile arınmanın önemine değinilmiş, sakıncalı olduğu durumlardan bahsedilmiş. Ve eskinin güzelim hamamlarından, hamamın faydalarından ve bu gibi pek çok durumdan bahsedilmiştir. Hamamlar konusunda ilgimi çeken nokta zayıflamak ya da kilo almak için hamamlara gidilmesi durumuydu. Yani kilo almak isteyen kişi çeşitli kurallara uyarak ve verilen tavsiyeleri gerçekleştirerek kilo alabiliyormuş.
Bu bölümleri özellikle açmak istedim ki her bölümün güzelliklerini tek tek gözler önüne serebileyim. Bu bölümlerin içerisinde birbirinden değişik bitkisel temelli tedaviler yer almaktadır. Bunlara eseri okuyunca rast gelinecektir. Bu tedavilere değinmeye kalksam sayfalar yetmeyecek ve yanlış anlaşılmaya da sebebiyet verebilirim diye düşünüyorum. Bu yüzden kitapta aşama aşama gidip kendimizi tanıdıkça, bu tedavileri uygulamakta fayda olduğunu düşünüyorum.
Kitapta beni en çok şaşırtan durumlardan biri çoğu hastalık bitkisel olarak tedavi edilebiliyor. Günümüz için düşünürsek bu bitkiler hala bulunuyor mu diye çok merak ettim doğrusu? Günümüzde bir de bu bitkisel ilaçları bilinçsiz şekilde kullanma durumu da söz konusu olabilir. Bu konunun uzmanlarının daha da çoğalması, yani bu bitkisel tedavilere daha çok yönelinmesi ve toplumumuzun bu konuda bilinçlenmesi sağlanmalıdır. Ayrıca böyle bir ilmin modern tıbba entegre olması gerektiğini düşünüyorum. Yani modern tıbbın yetişemediği yerlerde böyle ilimlerden de yararlanılmalıdır. Yani hepimiz kendi hıltını, mizacını bilen kişiler olup bu özelliklere uygun tedavi olabiliriz. Bu şekilde iyileşme olasılığımızı da yükseltmiş olacağız diye inanıyorum.
Böylece bu eser sayesinde Osmanlı tıbbının sağlıklı yaşam sırlarına temelleri atmış bulunduk.
Bu eserle birlikte dolaylı olarak da olsa hayatımıza etki eden hastalıkların dermanının, kimyasal yollarla elde edilen ilaçlar olduğunu empoze eden günümüz toplumuna farklı bir bakış açısı oluşturmuş ve alternatif bir tedavi yöntemi olan bitkisel yolla tedavi anlatılmıştır.
Bu eseri başta sağlık çalışanları olarak sağlıklı yaşam hakkında merakı olan herkes okuyabilir. Ama başlangıç düzeyi olarak lise ve üzeri için daha uygun olabileceğini düşünüyorum. Kitapta yer alan bölümler kısa kısa olup kişiyi sıkmayacak şekildedir. Kendi bedenimizi tanımamız için güzel bir başlangıç olacağını düşünüyorum. Yeni okuyacaklara tavsiye olarak bir not defteri eşliğinde okuyup, kendimizle ilgili olan kısımları güzelce not alırsak bu faydalı bilgileri hayata geçirmek daha da kolaylaşacaktır. Böylece bu eserde edindiğimiz bilgiler hafızamızda güzel bir altyapı oluşturacak ve başka eserlerle de pekiştirilirse bu bilgi temeli daha da sağlam olacaktır.