Şeyda Naciye Ötegen [1]
1933 yılı Mısır doğumlu yazar ve politikacı Mahmud Hamdi Zakzuk, 2020 yılı Nisan ayında vefat etmiştir. El-Ezher Üniversitesi Arap Dili bölümünden mezundur. İslam felsefesine dair birçok eser vermiş ve birçok konuşmaya
katılmıştır. “Oryantalizm veya Medeniyet Hesaplaşmasının Arka Planı”, isminden anlaşıldığı üzere Batılıların kendi itirafları ile söyledikleri gibi objektif olmayan bir şekilde Doğu araştırmalarının adı olan oryantalizmin ne olduğunu ve nasıl
ortaya çıktığını inceleyen bir kitaptır.
Oryantalizmin tarihini 150 küsur sayfa olan kitapla genel bir çerçeve çizerek anlatan Zakzuk, oryantalistlere ve oryantalist çalışmalara karşı yapılması gerekenleri anlattığı üçüncü bölümle okurlara ışık tutmaktadır. Oryantalizmin tarihçesi, ortaya çıkışı ile başlayarak, oryantalistlerin İslam dinine bakışlarına ve İslam dinine dair yaptıkları çalışmalara ayrı bir bölüm açmıştır. Birçok oryantalistin görüşlerini kendi sözleri ile bizlere aktaran kitapta, oryantalizmin ne olduğuna dair oldukça yeterli bilgiler edinmek mümkündür.
Abdülaziz Hatip tarafından Türkçeye 1993 yılında tercüme edilen eser üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm olan “Oryantalizmin Doğuşu ve Tarihi Gelişimi”, İslam dininin doğuşunun ardından bu dini tanıyan yabancı unsurların İslam’a karşı tavırlarını, özellikle de sömürgecilik çerçevesinde gelişen müsteşrikliğin ilk doğuşunu ve tarihçesini anlatmaktadır [2].
“Müsteşrikler ve İslam’a Karşı Tutumları” ismindeki ikinci bölümde yazar, müsteşriklerin İslam dini ve Doğu’yu tanıma, -sözde– tanıtma adına çalışmalarını sıralamaktadır. Bu çalışmalar; akademik çalışmalar, Arapça el yazmalarının toplanması, tahkik ve neşir, tercümeler ve çeşitli telifler şeklindedir. Bu bölümde yazar, bazı çalışmaların metin örneklerini de okuyuculara sunmaktadır [3]. Müslüman âlim, yazar, Zakzuk; “Müsteşrikliğe Bakışımız ve Yapmamız Gerekenler” isimli son bölümü ile kitabını tamamlamaktadır [4].
Arapça öğrenmek ve tercüme faaliyetleri ile başlayan oryantalist çalışmalar, ortaya çıkan ürünler ve ürünlerin sahiplerinden bazılarının şahsi sözlerinden anlaşıldığı üzere objektif değildir. İslam dini ve bu dinin mensuplarına karşı sahip oldukları önyargılarından arınmadan, aksine bu önyargı düşüncesinin altını nasıl doldurabilirim düşüncesi ile yapılmış çalışmalardır. Akademik hatalarla dolu bu çalışmalar ve ortaya çıkarılan ürünler, İslam dinine zarar vermek amaçlıdır. Oryantalist çalışmalar 12. yüzyılda Kur’an-ı Kerim’in tercümesi ile başlamıştır [5]. Kitapta da vurgulandığı üzere oryantalist çalışmalar, çoğunlukla Batı’nın Doğu ülkelerini sömürge faaliyetleri ile paralellik arz etmektedir [6]. Sömürge faaliyetleri yalnızca doğal kaynakları ya da somut değerleri elde etmek düşüncesi ile sınırlı kalmayıp, sömürülen bölgenin soyut, manevi değerlerini yok ederek istenilene doğru evrilmesini sağlamak yönünde de olmuştur.
Bir düşünce hareketi olarak başlayan oryantalizm; açılan kurumlar, verilen konferanslar, üniversitelerde yer bulan bölümler ve birçok yazım faaliyeti vasıtasıyla zamanla oturmuş bir hareket halini almıştır. Ö yle ki faaliyetler içerisinde, kimi kelimelerin ne şekilde tercüme edileceği, kimi kelimelerin nasıl latinize edileceği yıllar içerisinde tartışılmış ve değişmiştir.
Her bir araştırmacı oryantalizmi farklı tanımlamıştır. Mahmud Hamdi Zakzuk’un belirttiği üzere ilk dönemlerde oryantalistler çoğunlukla tek yönlü çalışmalarda bulunmaktaydı, İslam’ı Batı dillerinde yazılmış eserlerle tanımaya çalışıyorlardı [7] Bu bağlamda kaynakları hem sınırlı hem de yetersiz kalıyordu. Sonrasında dil konusunda faaliyetler başladı ve bu alana öyle önem verildi ki kimi oryantalistler Arap dilinde ciltlerce tefsir neşredecek seviyeye geldiler. Hatta, kimi kaynak eserlerin yalnızca oryantalistler tarafından yapılmış neşirleri bulunmaktadır ve halen bu durum devam etmektedir. Tercüme faaliyetleri Arapçadan Almanca, İngilizce ve İtalyanca başta olmak üzere birçok dile çeviriyi
kapsamaktadır. Tercüme edilen eserler ise başta Kur’an-ı Kerim ve hadisler olmak üzere tefsirler, siyer ve İslam tarihi kitapları gibi pek çok alanı kapsamaktadır. Tercüme ürünlerinin yanı sıra; Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamber ve İslam medeniyetine dair birçok alanda oryantalist düşünceyi yaymak, çoğunlukla İslam âleminde yazılmış kaynakları
itibarsızlaştırmak hedefiyle teliflerde bulunulmuştur. Bu kapsamda İslam dininin ilahi kaynaklı olmadığı ve Hz. Peygamber’in vahiy almadığı temelinde İslam’a karşıt görüşleri yayılmıştır.
Mahmud Hamdi Zakzuk, sıfırdan başlayarak oryantalizm nedir sorusunu cevaplamıştır. Bu soruya cevap vermenin ötesinde İslam âleminin ferdi olarak bu yanlı çalışmalara karşı neler yapılması gerektiğini mevcut çalışmalarla örneklendirerek anlatmıştır. Kitabın sonuç kısmında yazarın belirttiği üzere sayfaları sınırlı olan bu kitap, oryantalizmin ortaya çıkardığı tüm sorunları ve çözümleri ihata edememektedir. Ancak bu alana ilgi duyan okura ışık tutmakta, yol göstermekte ve yardımcı olmaktadır. Hem Arapça hem Türkçesinin rahat okunduğu kitabı, alana dair yazılmış birçok makale ve tez ile paralel okuyarak kitaptan alınabilecek en yüksek fayda elde edilebilir.
Kitap, genelde tüm Müslümanları ilgilendiren bir çalışmadır, ancak Temel İslam Bilimleri alanında araştırma yapan Müslümanların daha çok ilgi duyacağı türden bir eser niteliğindedir. Kitabın yazımının üzerinden geçen yıllar boyunca, dünya üzerinde ve oryantalist çalışmalarda değişimler olmakla beraber oryantalist faaliyetlerin amacını ve tarihini anlamak için okunabilecek faydalı ve derli toplu bir çalışmadır Konu ile alâkalı Mahmud Hamdi Zakzuk’un kitabının yanı sıra Diyanet İslam Ansiklopedisi’nin “Oryantalizm” maddesini ve Musa Carullah Bigiyef’in Kur’an ve Mushaflar Tarihi kitabını okumak konuyu daha derinlemesine kavramaya yardımcı olacaktır.
Oryantalizm veya Medeniyet Hesaplaşmasının Arka Plânı PDF