Muhlise Arzu Peçenek [1]
“Hayatın anlamı var mı?” … Arzu, irade, teslimiyet, mücadelenin
bu sorudaki karşılığı nedir? Meraklısının zihninde oluşan ve
oluşabilecek sorulara, bazen felsefe, bazen dünya tarihi, bazen de
ilahiyat perspektifi duraklarında soluklandırarak fikir seyahati
tadında kaleme alınmış bir eser. Bilimsel içeriklerin onlarca
eserden sentezlenip ustalıkla dokunarak okurla arasında hoş bir
yol arkadaşlığı tadında yazılmış bir çalışma.
Akademisyen Erol Göka, 1959 yılında Denizli’de dünyaya gelmiş
orta öğrenimini Aydın’da tamamlamıştır. 1983’te “Tıp Doktoru”, 1989 yılında birincilikle
girdiği SSK Ankara Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde “Ruh Sağlığı ve Hastalıkları
Uzmanı”, 1992’de “Psikiyatri Doçenti”, 2010 yılında Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram
Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilimdalı’na “Profesör” olarak atanmasıyla akademik serüveni
devam ederken, çalışmalarına halen Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde
“Psikiyatri Bölümü Eğitim ve İdari Sorumlusu” olarak devam etmektedir. Göka’nın, çok
sayıda psikiyatri uzmanı ve doçentin, onlarca aile hekimi ve nöroloji uzmanının
yetişmesinde katkısı bulunmuştur. Türkiye Günlüğü dergisinin yayın; tıp ve beşeri bilimler
alanındaki birçok derginin danışma kurullarında bulunan yazar, daha çok psikiyatrinin
sosyal bilimlerle ve felsefe ile kesişim noktalarında yoğunlaşmıştır. Bu ilgisi ve çalışması,
uzman olduğu perspektife farklı bilimleri de katarak eserlerine bilgi, kültür ve anlam
zenginliği kazandırmıştır.
1 Manevi Destek Uzmanı, Bağcılar ilçe vaizi.
a.muhlisepecenek@hotmail.com
(Bu yazı Young Academia, Server Genç Hanımlar Derneği ve İdeal Bilge Gençlik Spor ve İzcilik
Kulübü Derneği iş birliğinde Prof. Dr. Hür Mahmut Yücer yönetiminde ‘’Modern Dünya ve Yeni
Riskler Yazarlık Atölyesi’’ kapsamında üretilmiştir.)
Eğitimi Felsefe, Felsefesi Eğitim
Göka’nın, kaleme aldığı eserlerinde bu perspektif zenginliğine ek olarak kitapları arasındaki
konu bütünlüğünü önemsediği de dikkat çekmektedir. Yazar temel psikoterapi
yaklaşımlarından biri olan Varolşçuluk’un temel kavramlarını kitaplaştırmıştır. Ölüm’ü
Hoşçakal kitabıyla, Özgürlük’ü Aşk Her Şeyi Affederse ile, Anlam’ı Hayatın Anlamı Var mı? ile
anlatırken bu çizginin ana başlıkları arasındaki “Yalnızlık” başlığı, okurları tarafından
beklenti hissi uyandırabilir.
Yazar eserlerindeki zenginliği etimolojik anlam zeminiyle kökleştirirken bağlam ve tarihi
süreci ekleyerek anlamın oluşum ve gelişim sürecini serdetmiştir.
Balık Tutmayı Öğretme
Bu bütüncül yaklaşım ile okuyucuya zihinsel bir ders niteliği kazandırmaktadır. Yazar,
okura kendi anlam dünyasının anlam duraklarını gösterirken bakış açısını genişletme
sürecinde kurgulamıştır. Bu yöntem, yazarın okuruna başkalarından ödünç alınan anlam
haritalarını kullanmak yerine kendi anlam dünyasını oluşturmayı göstermiştir.
Eseri, Sonay Karaman En Son Haber internet sitesinde kısa ve öz olarak tanıtmıştır. Ayrıca
başka bir internet sitesinde çok geniş, detaylı ve doyurucu bir yazı Tuba Aydın’ın
kaleminden yazılmıştır. Son olarak Rahim Aytunç, kitap hakkında Okuryazar.tv internet
sitesinde, Göka’yla bir söyleşi gerçekleştirerek kitabın içeriğini ilk ağızdan okuyucuya
taşımıştır.
Aynı konuda, yazarın meslektaşları arasından Cengiz Güleç, felsefe ve Heterodoks tasavvuf
anlayışından hareketle “varlık’a” dair sprituel yaklaşımla; beraber televizyon programları
gerçekleştirdiği meslektaşı Kemal Sayar ise Her şeyin Bir Anlamı Var adlı eseriyle var olmayı
var eden duygu, his, ahlak ve erdemler denklemini edebi tarzda kaleme almıştır. Yine bir
akademisyen olan ve akademik çalışmalarını felsefe ve psikoloji üzerinden inşa eden Ahmet
Faruk Çağlar, Yaşamın Amacı Olarak Yaşam isimli doktora tezini kitaplaştırmıştır. Çağlar’ın
eseri ile Göka’nın eseri içerik olarak benzeşmekle birlikte Göka’nın üslubu daha sade ve
rahattır.
İlk Durak
Son yüzyılda yaşanan siyasi ve fikri gelişmelerin sonucu olarak rutinleşen hayatların içinde
sıkılmış ve sıkışmış insanlara yeni bir soluk olması bakımından ilahiyat literatüründe önemli
bir yere sahip “irade” kavramı. Yazar, ana akım İslam anlayışının en temel kavramlarından
biri olan iradeyi varoluşçu kuramın çizgisine rehberlik edeceği düşüncesini uzun uzun
açıklayarak başlamıştır. Bunun fikri oluşumunu felsefe tarihi süreciyle anlamın öncesi,
kendisi ve sonrası için yol haritası olarak sunmuştur.
İrade Ve Değişimin Kelebek Etkisi
Göka, armağan olarak verilmiş yaşamda, insanın rehbersiz arzularının esaretine dikkat
çekerken irade özgürlüğünün anahtarını keşfe davet ederek devam ediyor. Çocukluk
dönemi, huy, kişilik, genetik etkenlere, etken iradenin, idareye geçme etkinliğini sunan
psikiyatrist yazar, insanın verdiği kararlar üzerindeki tesirine ve sorumluluğuna atıf
yapmıştır. “İnsan iradesi hayata anlam vermiyor ama anlam tercihlerimizi onun sayesinde
yapıyoruz.”
Din ve özgürlük açmazına, sorumlu özgürlükten duygu mantık ilişkisine doğru ilerleyen
yolculuğu, kendisi anlam olan anlam durağında soluklandırıyor.
Değersizleşen Hayattan Anlam Ara(ma)ma Yanılgısı
Yazar, modernleşme öncesinde insanlara değer yükleyen unsurların modernleşme süreciyle
kimlik değiştirdiğini, modernitenin insanlığın yönünü bulmasında puslu bir ortam
oluşturduğunu söylemektedir. Büyük fotoğraftaki hayat ve o fotoğrafta bir yer tutan
yaşamın, kâinat bütününün bir parçası oluşundan bahsederek değer haritasının merkezini
kurmuştur. Anlam öğelerinin zenginliğine ulaşmanın önündeki irade engellerini
detaylandıran Göka, değişim kapılarının anahtarını sunmuştur.
Kitapta irade-arzu paradigması sonrası, okuyucunun zihnini anlamı anlamaya taşıyan yazar
bu çerçevede psikiyatri öncülerinin fikirlerine de yer yer cevaplar vermiş okuyucuyu farklı
düşüncelerle tanıştırmıştır. Yazar, Yalom’un psikopatolojilerdeki sorunların gerekçesini
ölüm korkusuna indirgemesini gerçekçi bulmazken, Frankl’ın ancak yaşanan krizlerin
sonucunda bir anlam bulunabileceği yönündeki düşüncesinin de indirgemeci olduğunu
belirtmiştir.
Modernitenin Yeni Anlam Düzlemi
Yazar modernitenin açmazlarını sunduktan sonra günümüzün anlam zemininin spor
olduğunu iddia etmiştir. İnsanlarda aidiyet duygusunu kendini ifade biçimini spor
üzerinden gerçekleştirdiğini ekliyor. Din ve din dışı anlam ile ilgili detaylı cevaplar sıralayan
Göka, anlam krizleri yaşayan guruplara atıf yaptıktan sonra ihtiyaç duyulduğu takdirde
anlam mefhumunun oluşacağını vurgulamıştır. Yazar hayata anlam yüklerken varoluşun
kaygıyla ilişkisinde hayata ve yaşama angaje olmanın çözümleyici etkisine dikkat çekmiştir.
Konuyu dini ve dini olmayan bakış açılarıyla açıkladıktan sonra uzmanı olduğu alanla ilgili
“iyi hayat önerileri” başlığıyla kitabın son bölümüne geçmiştir.
Son durak
“İyi hayat otantik olmaktır.” fikrini savunan yazar Kant’ın ödeve dayalı ahlaki eylemleri ön
plana çıkarma prensibini benimsemiştir. Otantikliği hasbilik ve sahicilik olarak niteledikten
sonra otantik insanın vasıflarından bahsederek sorumlulukla yapılan tercihlerden kaliteli bir
yaşam örneği oluşabileceği tespitini paylaşmıştır. Bu tespitlerle hayatı ve yaşamı okuma
becerisini kendisi oluşturmak isteyenler, yaşamaktan keyif alacağı reçeteleri de bulacaktır.
Mücadele ve teslimiyetin aynı potada eritildiği son bölümle kitabını nihayete erdirmiştir.
Hayatın anlamına kafa yormamız insan olma kaderimizdendir. Yaşantılarımızın bizzat kendisi tek tek
yaşadıklarımız sırasında hayatın anlamı sorusuna bizim üretebildiğimiz cevaplar, yaşama
sorumluluğumuzu yerine getiriş tarzımızdır. Neyle meşgulsek kendimizi neye vermişsek dünyaya
nasıl bağlanıp angaje olmuşsak anlam oradadır. Anlam tutunduğun şeydir…