Hatice Er [1]
Ali Emiri’nin İzinde kitabı Taha Kılınç ile söyleşi biçiminde yazılarak oluşturulmuştur. Oldukça hacimli, beş yüz doksan yedi sayfalık bir eserdir.
Timaş Yayınları’nın Hatırat Kitaplığı’ndan yayın dünyasına kazandırılan eserin diğer adı Mehmet Serhan Tayşi Kitabı’dır. İlk Tayşi’nin ailesini, atalarını, doğumunu ve çocukluğunu anlatmaya başlar. İkinci olarak; babası, İstanbul’a gelmeden önce ailesiyle birlikte yaşadığı ve kaldığı Adana ve İzmir yıllarını anlatır. Üçüncü olarak da ailesiyle İstanbul’daki hayatları, evliliği ve üniversite hayatına değinir.
Sonraki bölümlerde sırasıyla Millet Kütüphanesi’ne intisabına kadarki hayatını, memuriyet zamanındaki ilmi ve kültürel faaliyetlerini anlatır. Hatta doktora macerasını ve kütüphane vesilesi ile tanıştığı ilim adamlarını da ekler. Ayrıca Süleymaniye ve Bayezid Kütüphanesi ile çevrelerini de kitaba konu etmiştir.
Kitabın iki ön sözü vardır ve ikisi de Kasım 2008 tarihlidir. Hatıratı yayına hazırlayan Taha Kılınç ve hayatı anlatılan M. Tayşi kitabın baş kısmı için yazmıştır. Eserin sonunda 16 sayfalık bir indeks de mevcuttur.
Serhan Tayşi 1942 yılında Adana’da dünyaya gelmiştir ve İzmir, Bayındırlı bir ulema ailesine mensuptur. Babası sekiz yıl Dolmabahçe Sarayı’nda Mustafa Kemal Atatürk’ün muhafızlığını yapmış bir polistir. İlk, orta ve lise eğitimlerini İzmir’de almış, İstanbul Üniversitesi’nde ise tarih okumuştur.
1970 yılında Fatih Millet Kütüphanesi’ne intisap eden Serhan Tayşi on üç yıl sonra yani 1983’te buraya müdür olmuş ve 2003 yılında emekliye ayrılmıştır.
Serhan Tayşi, kütüphanecilik görevine Ali Emiri Efendi’nin himmetiyle yola çıkmıştır. Ali Emiri’yi temsil eden ve onun eseri olan Millet Kütüphanesi’nde uzun yıllar görev almıştır. Ali Emiri Efendi’nin emanetleri dediği kitapları, görev yaptığı süre boyunca çok iyi bir şekilde korumuştur.
Hatıralar, Serhan Tayşi’nin bir kültür ve kitap hizmeti insanı olarak hayatını anlatır. Kitaplar uğruna nasıl mücadeleler içine girdiğine şahit oluruz. Hiç bezginlik göstermeden yaşadığı ve edindiği tecrübeleri kendi ağzından yazılmış olarak birebir okuruz.
İstanbul’daki kültür çevrelerine ve orada dönen sohbet ve muhabbetlere de bu hatırat vesilesiyle tanık oluruz. Sahasında önemli ilim adamlarının ilmi çalışmaları da yer yer tenkit edilir. Hatırat çok saygılı bir üslup çerçevesinde kaleme alınmıştır.
Kitap sevdalısı ve meraklısı Millet Kütüphanesi’nin kurucusu Ali Emiri, 1857-1924 yılları arasında yaşamıştır. Mehmet Serhan Tayşi de onun vefatından 18 yıl sonra dünyaya gelmiştir.
Tayşi, Ali Emiri’nin kütüphanesinde onun manevi yardımlarını hissederek bu bayrağı ondan devralmıştır. Bu görev yirmi yıl kadar sürmüştür.
M.Serhan Tayşi, Ali Emiri’nin doğumundan 158 yıl sonra 28 Nisan 2015’te İstanbul’da vefat etmiştir. Ali Emiri’nin izinde bir yaşam daha çok Serhan Tayşi’nin Ali Emiri gibi kitap aşığı olmasından ve onun izinden feyizlenmesindendir. Manevi olarak onun yardımlarını üzerinde hissetmesinden kaynaklanmaktadır. Millet Kütüphanesinde görev aldığı yıllar
boyunca herhangi bir adaletsizliğe, haksızlığa fırsat vermemiş kitapları korumak üzerinde titizlenmiş, kütüphaneye gelen her çeşit insana da güzel bir muamele ile karşılık vermiştir. Kitabı yayına hazırlayan Taha Kılınç; tarihçi ve araştırmacı Dursun Gürlek vesilesiyle Serhan Tayşi ile tanışmış, ona hatıralarını yazmak için istekli olduğunu hissettirmiştir. Serhan
Tayşi’nin de kabul etmesiyle tam iki yıl boyunca 2003’ten 2005’e kadar söyleşiyi gerçekleştirmiştir. Ortaya çıkan eser bir hatırat haline gelmiş ve bunu ülkemiz ve Müslüman dünyası için ufuk açıcı bir okuma olarak nitelendirmiştir.
Mehmet Serhan Tayşi ise ön sözünde hatıratların yaşananların unutulmaması, çıkarılan ibretlerin ve alınması gereken derslerin sonraki nesillere aktarılması noktasında çok önemli eserler olduğunu söylemiştir. Bu açıdan, özellikle toplum nezdinde önemli hizmetlerde bulunanlar hatıralarında kendilerini anlatsalar da aslında içinde yaşadıkları dönemi ve
toplumu anlatırlar demek istemiştir. Tayşi’nin hayatı kendisine geniş bir bakış açısı kazandırmıştır. Toplumun farklı kesimlerini gözlemleyip izleme imkânı bulmuştur. Bir kütüphaneci olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun payitahtı İstanbul’un en merkezi yerinde yani Fatih’te bütün bir toplumsal gelişmeleri yakından izleme imkânı bulmuştur.
Taha Kılınç’ın hatıralarını kâğıda dökmek hususunda talip ve istekli olduğunu görünce de hatıralarını yazmayı kabul etmiştir.
Kitap, “Ailem Çevrem ve Bayındır“ diye başlar. Burada aile kökleri, Bayındır’da Yahudi ve Rumların bulunduğu, Bayındır Menkıbeleri anlatılır. İlmi ve dini çevreden de bahseder. İmam Birgivi’yi çok sevdiğine dair sözlerine yer vermiştir. Dedelerinden ve ninelerinden bahseder, anne ve babasının hayatına da değinir.
2. Dünya Savaşı’nın zor günlerinde Adana yılları ele alınır. Bunu biraz espri biraz eleştiri adında “Adanalıyıh” diye yazmıştır. Çünkü ailesi İzmirli olarak Adana’ya epey bir yabancı kalmıştır ve Adana’yı yadırgamıştır.
Kitap, daha sonra İzmir Bayındır’ın Melami ve Nakşi atmosferine oradan da İstanbul’un çok çeşitli ilim ve kültür dünyasına doğru akmıştır.
Serhan Tayşi küçükken çocuk felci geçirmiş ve İstanbul’da tedavi olmuştur. Babası evliliğini görememiş, 1982 yılında Elif Hanımla evlenmiştir. Babasından Melami tarikatının inceliklerini görmüş ve o da bu manevi iklimde büyümüştür.
Hatırat babasının İstanbul’daki hayatını, yaptıklarını ve dostlarını ve kendi evliliğini de anlatır. Sonra ise İstanbul’a ilk gelişine döner ve tahsil hayatını anlatır. Hukuk bölümünü terk edip 1964 senesinde İstanbul Üniversitesi’nde tarih tahsiline başlamıştır. Edebiyat Fakültesindeki hocalarını tek tek ayrıntılı bir şekilde ele almıştır. 1970 senesinde ise Fatih
Millet Kütüphanesi’nde iş başı yapmıştır.
Sonraki bölümlerde Millet Kütüphanesi’nin tarihine dair buradan kimlerin gelip geçtiği ile alakalı olarak yazdığı sayfaları okuruz. Millet Kütüphanesi’nin binasını Osmanlı’nın meşhur Şeyhülislamlarından Seyyid Mehmed Feyzullah Efendi vakfetmiştir. Diyarbekirli Ali Emiri Efendi de şahsi kütüphanesini ve yıllardır biriktirdiği nadir eserleri burada milletinin
istifadesine sunmuştur. Bu noktada Şeyhülislam Mehmed Feyzullah Efendi ve Divan-ı Lügati’t-Türk sahibi Ali Emiri
Efendi’nin hayatlarına yer verilmiştir. Ali Emiri Divan-ı Lügat’i ilk keşfedendir. Bunun hikayesi de anlatılmıştır. 16 bin kitap toplayan Ali Emiri Millet Kütüphanesini tesis etmiştir. Kitap daha sonra Millet Kütüphanesi müdürlerini sırasıyla anlatır. Millet Kütüphanesi’ndeki bazı özel koleksiyonlardan bahseder.
Doktora macerasını da anlattığı kitapta memuriyet dönemini ve bu dönemde ilmi kültürel faaliyetlerin olduğunu bize aktarır. Kendisinin kültür, kütüphaneler, kütüphanecilik, kitaplar ve tarih konulu makaleleri de vardır.
Kütüphane vesilesiyle tanıştığı çeşitli renkteki kişileri de anlatarak en son Süleymaniye ve Bayezid kütüphanelerinin çevresini de kısa bir çerçevede dile getirmiştir.
M.Serhan Tayşi diğer adıyla Ali Emiri’nin İzinde kitabı bize uzun sayılabilecek şekilde Serhan Tayşi’nin hayatını anlatır. Bu hayattan geçen dost çevresini tek tek görürüz. Hatırat samimiyet dolu bir dilde yazılmıştır. Tayşi sergüzeştinin hatıra-söyleşi tadı vardır. Yer yer eleştiri sayılabilecek bir üslup da kullanılmıştır. Kitap ayrıca resimlerle de zenginleştirilmiştir.
Ali Emiri ile Kurulan Manevi Köprü PDF