Şeyda Naciye Ötegen Cuma [1]
1980 yılında Mersin ilinde doğan yazar, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun olmuştur. Sabah ve Yeni Şafak gazeteleri ile farklı dergilerde yazıları bulunan Taha Kılınç, 17 kitabıyla velud denebilecek bir yazardır. Yazılarında yaptığı seyahatlerden etkilendiğini okurlarının anlaması oldukça kolaydır. Evli ve üç çocuk babasıdır [2]. Çalışma konusu olan kitap Biz Bize dışında yazarın; Bir Rüyayı Hatırlar Gibi, Coğrafyamızı Adımlarken Hatırda Kalanlar, Neyi Nasıl Yapmalı? Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez, Seyrüsefer, Söylemesem Olmazdı, Dalları Gökte Bir Ağaç, Gölgelerin Peşinde 50 Portre, Kudüs Yazıları, Kırmadan İncitmeden, Şam Kitabı ve Ortadoğu’dan Notlar isimli coğrafya temalı kitapları bulunmaktadır. Ayrıca 365 Günde Peygamberimizin Arkadaşları ve 365 Günde Başucu Klasikleri ile çocuk edebiyatı alanında da eserleri vardır [3]. Biz Bize, ilk bakışta hacim açısından oldukça küçük görünse de düşüncelere sevk eden paragrafları ile sizi sayfaların dışında bir dünyaya çıkarmaktadır. Yazarın okuyucusunu harekete geçirmeye yönelik amacını haiz bir sistemi olduğunu hissettiren kitap üç bölümden oluşmaktadır. “Kimliğimiz”, “Ufkumuz” ve “Vazifelerimiz” başlıklarına sahip bölümler sıralaması ile okuyucuyu bir düşünce yolculuğuna çıkarmaktadır. Kişinin kendi benliğinden başlayarak dünyaya açılan bir yolculuk… Okurken yormayan, akıcı ve okuyucusuyla sohbet eder tarzda yazılmış eser yazarın ifadesi ile pratik bir el kitabıdır [4].
Kendini keşfi, uzun uğraş ve çabalara bağlamayan yazar, yalnız kalıp benliğimizi düşündüğümüz günlük yarım saat -belki on dakikalık- bir tefekkürün dahi insana benliğinde yer alan küçük kâinatı bulma konusunda yardımcı olacağını belirtmektedir. Bu yolculuğun da her uzun yolculuk gibi tek, ufak bir adımla başladığını söylemektedir. Başlangıç olarak yaptığı bu tefekkürün ardından hayattaki konumunu sorgulayan insanın bu noktada tecrübeli hayatlardan yardım alabileceğini yazmaktadır [5].
Varışın değil de yolda olmanın anlamına varmak gerektiğini belirtirken, andan kopmamanın önemine değinir. Andan ve var olandan uzaklaşmadan, ne geçmişe dayalı nostaljik birtakım duygularla ne de geleceğe yönelik temeli olmayan hayallerle vakit harcanmamalıdır [6]. Kişi benliğini, hedefini, varlık sebebini, kabiliyet ve sınırlarını bilerek sahip olduklarına şükretmeli, sahip olamadıkları için dua etmelidir. Psikolojik açıdan bakıldığında kişinin gelişim noktasında iki faktör rol oynamaktadır; genetik ve çevre. Doğal sınırlarımızı belirleyen genetik unsurları fark edip kabul etmeli ve çevre unsurunu çalışmalarımızla mümkün olduğunca genişletmeliyiz.
İkinci bölüme adını veren “Ufkumuz” sınırlarımızı genişlettiğimiz alandır. En temelde Müslüman olduğumuzun bilincine vardığımızda dünyada yaşamış ve yaşamakta olan tüm Müslümanlar zihin dünyamıza katkıda bulunmaktadır. Kısa dünya hayatında olduğumuzu düşündüğümüzde ise bir an önce tüm din kardeşlerimizi; acıları, kaygıları, sevinçleri ve benlikleri ile hissedip Müslüman kimliğimizi oluşturmalıyız. Yazarın sıralamasıyla ele alırsak tek bir vücudu oluşturan bu kimliğin parçaları öncelikle şahsiyetimiz, ailemiz, geniş ailemiz, milletimiz, ümmet ve tüm insanlıktır [7].
Başta da belirttiğimiz gibi Kılınç, eserini pratik bir el kitabı olarak tanımlamaktadır. İlk iki bölümde Müslüman bireyin şahsiyeti ve çevresini tanımasını adım adım anlatırken, üçüncü bölümde de vazifeler noktasında yapılacakları numaralandırmaktadır. Bu noktada birinci ve ikinci görevi “İslam’ı derinlemesine kavramak.” / ”İbadetlerle arınmak.” olarak açıklar. Yazarın kavramak kelimesini bilinçli kullandığı aşikardır. Çünkü kavramak bilmenin ötesindedir.
İslam’ı yalnızca bilgi düzeyinde öğrenmek hedeflenen Müslüman bireyin oluşmasında yeterli olmayacaktır. Bilmenin ötesinde hayatına geçirmeli, pratiğe dökmeli ve derin bir şekilde kavramalıdır. İstenen mahza bilgi artışı değildir, onun yaşanarak örnek olmaya zemin hazırlanmasıdır [8].
Son söze geçmeden müellif, küresel düşünme adına zihnimizi açacak olan diğer vazifeleri sıralamaktadır. Bakıldığında yapılması uygulama açısından ruha daha çok hitap eden kısım burasıdır. Çünkü nefis aceleci olduğundan emeklerinin karşılığını istemektedir. Küçük kâinat adı verilen insanın kendini keşfinin sonrasında büyük kâinata açılmaması
beklenilemez. Sorgu melekeleri harekete geçtikten sonra durdurulamaz. İki kâinat arasındaki benzerlikler bulundukça daha fazla bilmek istemesi kaçınılmazdır. Büyük kâinata adım atarken yeryüzünü bilinçli bir şekilde tanımalıyız. Yazar bu problemin çözümünü: “Tarih okumak”, “Seyahat etmek”, “Dil öğrenmek” ve “Seçtiğimiz meslekte en iyi olmaya çalışmak” başlıkları ile verir. İyi bir tarih kitabının özelliklerini sıralayan Kılınç, kitap seçiminin kişiye özel olduğunu da es geçmemektedir. Şahsa hitap eden ve doğru kaynaklara sahip eserleri okumak yerinde olacaktır. Asr-ı saadeti okuma alanı olarak önceleyen yazar, bizim tarihimizin ardından diğer kültürleri okumak gerektiğini belirtmektedir [9].
Seyahatin keyfi veya gereksiz olmadığını gezilecek bölgenin alan okumalarının ardından kişiye faydalı olacağını söylerken, salih bir niyetle yapılan her işin Müslüman için sevap olduğunu açıklar. Allah’ın inayetinin de bu amelde bizimle olması kaçınılmazdır. Amaca yönelik çıkılacak yolculukta öncelikle nereden başlamak gerektiğine karar verilmelidir. Coğrafya tanınmalı, mümkünse dili öğrenilmelidir. Bu vazifeleri tek bir seyahate yöneltmeyerek hayata yaymak gereklidir [10].
Kitabını bitirirken Kılınç, hedeflediği Müslüman kimliğin hayalini aktarmaktadır. Kişi düşlemediği bir hayale erişemez. Düş ile gerçek arasındaki bağlantıyı kuracak olan da bireyin ta kendisidir. Bu uğurda emek sarf etmeli, çalışmalar yapmalı, yeri geldiğinde tecrübeli kişilerden yardım almalı, onlarla istişare etmeli, dua etmeli ve en çok da sağlam bir
iman ve ibadet çizgisinden ayrılmamalıdır. Gayretin bizden başarının Allah’tan olduğu unutulmamalıdır [11].
Taha Kılınç, internetteki videolarından da anlaşıldığı üzere samimi, içten ve yapıcı bir üsluba sahiptir. Biz Bize kitabında da bu tavrını korumuştur. İnsanı anladığını hissettirirken, onun yapabileceklerinin sınırlarını da zorlamaktadır. Kendine, Müslüman kimliğine veya ümmete dair kaygıları olan, görev bilinci edinmek isteyen, küreselleşen dünyayı nasıl tanıyacağı hakkında bir yol haritası arayan herkese faydalı olacak bir kitaptır. Küçük hacmine zıt oranda size katkı sağlayacak eserin yanında yazarın videoları ve diğer teliflerine de göz atmanız mümkündür.
Zamanı, Mekânı Aşan Yolculuk PDF