Hanife Alağaş[1]
Mahir İz, 28 Ocak 1895 yılında babasının Medine Kadılığı yaptığı dönemde İstanbul’da doğmuştur. İlk ve ortaokulu Midilli, Balıkesir ve Isparta’da okuyarak bitirmiştir. İstanbul Vefa Lisesi’nde başladığı lise öğrenimini, Ankara Sultanisi (Lisesi) edebiyat bölümü ile bitirmiştir. (1916) Medine’de Arapça ve Tasavvuf konusunda eğitimler almıştır. İz; dine, dirayete ve ilme çok önem vermiştir. Birçok eser yazmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde Zabit Kâtibi olarak çalıştığı dönemlerde Afganistan’da bulunan Türkiye Büyükelçiliğinde memur alınacağı haberi gelince müracaat eder ve kabul edilir. Fakat babasının rızasını alamadığı için bu görevi kabul etmemiştir. İz; İstanbul’a dönüp burada İstanbul İmam Hatip Mektebi’nde Tarih Öğretmeni olarak göreve başlamıştır. Daha sonra 1960’da Haydarpaşa Lisesi’ne geçerek emekli olmuş sonrasında da çalışmalarına münferiden devam etmiştir.
Yılların İzi kitabı, Mahir İz’ in hatıralarını topladığı eseridir. Yılların İzi adını taşıyan bu kitabın birinci baskısının önsözünde, “nev’i şahsına münhasır bir hatırattır”, ifadesi hem muharriri hem de muhtevası bakımından büyük bir kıymet ve hususiyet taşımıştır. Belki de bu ifadeler kitabı okumadan pek anlaşılacak türden değildir. Mahir İz’ i tanımayanlar, onu bilmeyenler ve bu kitabı hayatında hiç duymayanlar için belki de abartılı sözler olabilir. Fakat Mahir İz, Osmanlı Devleti’ne şahitlik etmiş, ilk mecliste zabıt katipliği yapmış, 1960 darbesini yaşamıştır. Milli şair Mehmet Akif Ersoy ve o dönemde yaşayan büyük şairlerin arkadaşlığını da yapmıştır. Bu eserde adı geçen ve çokça duyulan şahısların, onlarca hiç duyulmamış hatıralarına ve hiç okunmamış şiirlerine ev sahipliğini yapmıştır.
İz, Yılların İzi kitabını yazmayı hiç düşünmemiştir. Kitabın ilk bölümüne; “Niçin Yazdım” başlığını vermiştir. İz, burada bir hatırat yazmayı hiç düşünmediğini, yazmasına talebesi, dostları ve yakınlarının sebep olduğunu söylemiştir. Sınıfta yahut herhangi bir mecliste sırası gelip, yaşadığı bir vak’ayı anlatacak olsa, orada bulunanlar bunları muhakkak tespit etmesini istemiştir. Esere başlamış ve sekiz sene ara vermiştir. Tekrar başlamış, yine iki sene ara verince kardeşi Prof. Fahir İz, sıkı bir takibe başlamıştır. Avrupa’dan örnekler göstermiş, gittiği yerlerden mektupla nereye gittiğini sormuş; hasılı İz’i çalışmaya mecbur etmiştir.
İz, eserini bitirdikten sonra, bu eserin basılmasına ömrü vefa etmemiştir. Bundan dolayı kitabın önsözünü arkadaşı Avukat Kemaleddin Nomer yazmıştır. Kemaleddin Nomer de Mahir İz’ i yüreklendirenlerdendir.
Başarılı eğitimci İz; “Bu teşvikler olmasa, böyle bir şey yazmak benim hatırımdan geçmezdi” der. Hatıratlarının 377’nci sayfasında “Niçin yazdım” bölümünü kaleme alma ihtiyacını hissettiğini belirten İz, “Eser çok dalgalı ve dağınık olmuştur; benim için onu sıraya koymaya imkân yoktu. Çünkü yaşım, asırlık ömrün dörtte üçünü geçmiş bulunuyordu.” der ve “Kusurlarımın affını, yanlışlarımın tashihini okuyanlarımdan bilhassa rica ederim. Muvaffakiyet hasıl olursa, Hakk’ın lütfudur; şükrederim”[2] cümleleriyle ifade etmiştir.
İz, eserinde aile hayatı ve çocuklarından da çokça bahsetmiştir. Bunlara dair en önemli olaylardan birisinin “Cidde yolculuğu” olduğunu belirtmiştir. Burada İtalyan bir seyyah gemisi ile önce Cidde’ye giden aile, burada bindikleri geminin karantinaya alınmasından sonra bir vapura binmiş ve Yenbuğ’a varmıştır. Ertesi gün ise şuğuflara[3] binmiştir. Kafile kalktıktan sonra Medine’ye beş günde vardığını anlatmıştır.
İz’in çocukluğuna dair kitabında bahsettiği yerler, “Babamın Midilli Kadılığı” bölümüyle başlamıştır. Sırasıyla, Balıkesir ve Isparta’yı da anlatarak yukarıda bahsi geçen “Medine Yolculuğu” bölümüne geçmiştir. Medine’de hatırladığı en etkili kişi ise, onun tasavvufi temellerini atmış olan Mahmud Neci Efendi’den bahsederek hocasına da bir başlık ayırmıştır. Yaşının küçük olması sebebiyle Medine’deki diğer hatıralarını “Hatırladığım Hadiseler” başlığıyla okuyucularına sunmuştur. Daha sonra “İstanbul’a dönüş” başlığında İstanbul’a dönüşlerini anlatan İz, trenle Beyrut’a kadar yapılan yolculuğu da etraflıca anlatırken Beyrut’tan İstanbul’a dönerken onda bir hatıra kalmadığını okuyucusuna aktarmıştır.
İz, İstanbul’da gazete okumaya merak saldığını, her sabah sokak kapısına gazetecinin bıraktığı İkdam[4] gazetesini okumaya başladığını anlatmıştır. Bu gazete onun hayatında önemli bir yere sahip olmuştur.
Mahir İz, ilk hocalık teklifini İstanbul Sultanisi Müdürü Haydar Bey’den almıştır. Bu konuyu babasına danışınca; babası “Allah’tan gelen nimet reddedilmez” öğretisini yaşam felsefesi haline getirmiştir. İz, şimdiye kadar hiçbir işe talip olmadığını; daima matlup olduğunu ve vazifeye davet edildiğini söylemiştir. Hatıratında bir düstur olduğunu okuyucusuna rehber bir cümle olarak sunmuştur.
Kitabının bir kısmında, öğrencileriyle yaptığı konuşmaları, verdiği nasihatleri ve olayları etraflıca anlatmıştır. Onlarca misalden biri olan Ali Faik Efendi’nin oğlu İbrahim Ethem ve arkadaşı Pertev ile konuşması okuyucusuna alınması gereken öğüdün; “birinci olmak değil de ikinci olunmaması gerektiği” öğüdünü vermiştir. Çünkü birinci olmanın insana gurur getireceğini oysa ikinci olmayayım diye çalışanın her zaman birincilerin arasında yer alacağını ilgilisiyle paylaşmıştır.
İz, hatıratının devamında Sivas Kongresi’ni, Millet Meclisi’nin açılışını; meclisin ruhunu etraflıca anlatmıştır. Meclis’te bulunan birçok ismi kitabında yad etmiştir. Mustafa Kemal Paşa ve Trabzon Mebusu Ali Şükrü’ye hususi bir yer ayırmıştır. Meclis’te bir de cinayete şahit olan İz, Topal Osman vakasının hem birinci elden tanığı hem de Ali Şükrü Bey’in idam fermanını kendi eliyle imzaladığı zabıt katibi olmuştur. Meclis’teki diğer isimlerden de bahsedildiği “Dikkati Çeken Simalar” başlığındaki bölüm kitabın hemen hemen onda birini oluşturmaktadır.
Mehmet Akif Ersoy ile çağdaş olan yazar, Ersoy’un bilinmeyen yönlerini eserinde paylaşarak ona gösterdiği özeni okuyucusuyla paylaşmıştır. Mahir İz, Ankara’nın başkent ilan edilmesi sürecinde Meclis’te bulunanlardan olmuştur. Tekrar hocalık vazifesi için İstanbul’a dönmüştür. İz’in siyasi fikirlerinin oluşumunda sadece Türkiye Büyük Millet Meclisinde zabıt kâtibi oluşu değil özellikle Demokrat Parti döneminin de izleri vardır. İz yaşadığı dönemi okuyucusuna objektif yansıtanlardan olmuştur. İz, kitabının sonunu özel teşekkür ve vesikalara ayırmış ancak 9 Temmuz 1974’te kitabının yayımlandığını göremeden ruhunu Rahman’a teslim etmiştir.
Eli Boş Gidilmez Gidilen Yere PDF
[1] Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, 2.sınıf öğrencisi, hhanife56@gmail.com (Bu yazı Young Academia ve İdeal Bilge derneği iş birliğinde Muhlise Arzu Peçenek yönetiminde ‘’Biyografi Yazarlık Atölyesi: Öncü Alimlerden Rehber Yaşantılar’’ kapsamında üretilmiştir.)
[2] Mahir İz, Yılların İzi, Kitabevi Yayınları, İstanbul 2015, s.16.
[3] Şuğuf; devenin iki yanına kurulmuş mahfelere seccade ve yastıkların yerleştirilmesiyle yapılan vesait demektir.
[4] İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin sokak ortasında gerçekleştirdiği cinayetleri de barındıran gazete.