İletişimin Anahtarı | Etkili İletişim
Fatma Çepiç [1]
Alan Barker, iletişim becerileri, bilişsel beceriler ve yaratıcılık konusunda uzmanlaşmış deneyimli bir eğitmen ve koçtur. Eğitim ve koçluk danışmanlığı şirketi Kairos Training ‘in genel müdürü ve üretken bir yazar olan Barker ‘ın Etkili İletişim haricinde How to be Better at Managing People, 30 Minutes to Brainstorm Great Ideas, 30 Minutes Before a Meeting and How to Manage Meetings kitapları yayımlanmıştır.
Alan Barker, Etkili İletişim’de teknolojinin gelişmesi, yoğun çalışma hayatı, birçok işi kısa sürede halletme gerekliliği gibi iyi iletişim becerilerini zorunlu hale getiren etkenlerden yola çıkarak iletişimin ipuçlarından bahseder.
Etkili İletişim eseri, sadece sözlü ve sözlü olmayan iletişimle ilgili pratik tavsiyelerden oluşmaz. Konuşma yeteneğini geliştirerek mesleki bilgiler doğrultusunda insan ilişkileri üzerinden doğru bağlantılar kurmak, ikna etmek ve anlaşılmak için stratejiler içerisinde yer almak gibi davranışlar insanların etkileşiminde temel kılavuz görevindedir.
İletişimi sadece bir iş olarak görmek bütünüyle doğru bir tutum değildir. İletişimi bir bütün olarak değerlendirmek gerekir. İletişimde yalnız değiliz. Her canlının iletişim içerisinde olduğunu sadece konuşarak değil; hareketler, sesler, kokular olmak üzere çok çeşitli şekilde iletişim kurulabildiğini söyleriz.
Sözlü iletişim jest ve mimiklerle, karşımızdaki insanın çoğu zaman maksadımızı anlaması soru sormasıyla aktif ve birebirdir. Sözsüz(yazılı) iletişimde ise sözlü iletişimin aksine yazarın anında geri dönüş alması söz konusu değildir. Nasıl bir etkim var? Yazara göre; birebir görüşmelerde dahi bu soruya cevap bulmak zor olabilir. Hal böyleyken birebir iletişim kurma imkanının olmadığı yazı çok daha zorlu bir iletişim aracıdır. Çünkü okuyucular yazarları yokluklarıyla yargılar ve yazarların üslupları okuyucuları yansıtır. Konuşmalarda insanların üzerinde durmayacağı nokatalar yazılı halde dikkat çeker. Dil bilgisi, yazım ya da noktalama hataları kolayca farkedilir. Hatalardan dolayı da yargılama meydana gelir.
Kitapta geçen bir alıntı ile bu konuyu kapatmak isterim:
- E- posta okurken geçen zaman süresince 20 milyon e- posta yazıldı. Yazılan mesajları incelerken okuyarak, karşılık vererek haftada 11 saat geçen vakit olduğu takip edilmiş. Hatalara bakılırsa aciliyet duygusunu sorumlu tutarız. E- postalar konuşmacının ifadelerinden, jest ve mimiklerinden, ses tonundan yoksundur. [2]
Bu alıntıyı temel aldığımızda; e- postanın konuşma uslübuna sahip yazılı metinler olması sebebiyle konuşmanın içerdiği pek çok interaktif imkandan yoksun olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple yanlış anlaşılmalara yol açtığı gözlemlenir. Okuyan kişilerin üslubunun açık olmaması , ifade edeceği içeriklerde sorunlar yaşadığını gösterir.
Etkili İletişim kitabını incelediğimizde yazar Alan Barker’in konu içeriğini daha çok iş kavramı üzerinden ilerlettiğini ve iletişimde oluşan karmaşanın çözülmesi için adım attığını söylemek mümkündür. Yazılı ve yazısız iletişim kıyaslandığında yazısız iletişim; davranışları yönetmeyi, uygun şekilde davranabilmeyi, muhatabın üzerinde doğru etkiyi bırakmayı hedefler ve beden dilini yorumlama amacına sahiptir. Çünkü konuşmaları yönetmek mümkündür. Ancak beden dili ruh halinden etkilendiğinden kontrol altına alınamayabilir.
Bir iş görüşmesinde olduğumuzu düşünelim. İş için sorulan soruların cevabını vermeye çalışırken göz temasımız, nereye baktığımız, ellerimizin titriyor olması ve nefes alışverişimizin düzenli olup olmaması iş veren tarafından dikkate alınmaktadır. Sadece cevaplar yeterli olmaz beden dili de önemli bir etkendir. Beden dili, kişinin sözsüz yansımasıdır ve iletişim bütünlüğü sağlar.
Başarmak istediklerimiz için emek veririz ve hayallerimizi gerçekleştirmek için başka insanlara ihtiyaç duyarız. Ağ oluşturma bu kişileri bulmamızı sağlayan yeni nesil bir görüşme olup kişinin kartvizitidir. İnsanlara ulaşma ve onların kendilerini ifade etmesine izin vermeyi gerçekleştirdiğimiz keşif sürecini gösterir. Yani bireyin kendini tanıma ve ifade etmesini diğerleriyle olan iletişimin hayattaki yansıması olarak görebiliriz. Bu meseleyi tek bir konu üzerinden değerlendirmek doğru değildir. Bu konuda kendi yaşantımdan örnek vermek isterim:
- Ben Fatma, öğretmen olma yolunda ilerlemekteyim. Ve bu hedefte kendi kartvizitimi olgunlaştırma ve her zaman bir adım öne gitmek için çaba içerisindeyim. Peki ya sen? Senin hayata dair çaban nedir? , Senin kartvizitin nedir?
Ağ oluşturma karşılıklı yarar sağlayarak ilişki kurmayı ve devamlılığı amaçlar. Bunu yaparken yerinde saymaz, daima ileri adım atar, ana değeri bulmaya çalışır ve kazanımları değerlendirir.[3] Karşılıklı yarar sağlamak, amaçların gerçekleştirildiği adımdır. Bu doğrultu da insanlarla yakınlık oluşturmayı ve görüşmeyi sürdürecek yöntemler kullanmak, gruplara katılma alıştırması yapıp, her insanı bir iletişim makinesi olarak değerlendirmek önemlidir. Kart değişimi sizin işinizi diğer insanlara tanıtmanızın aracıdır. Karşınızdaki insana önem verdiğinizi, kendinizi profesyonel olarak tanıttığınızı gösterir. Karşılıklı insanlarla kart aktarımı bağlantınızı güçlendirir.
Etkili iletişim insanlarla hayatımızın devamlılığını sağlayan her şeydir. İletişim kurduğumuz kadar varız. Bu bağlamda yazar, insanı hayattan koparmamak ve hayata katmak için yazılı bir kılavuz oluşturmuştur. Bakış açımızın iletişim odaklı olduğunu ifade etmiştir. Kitabı sadece bir alana yönelik değil her alandan ayrım yapmadan tüm canlılarla iletişim içerisinde olan bizlere şiddetle tavsiye edilebilir. Her saniye içinde olduğumuz iletişimin akademik anlamda somutlaştırmak için mutlaka okuyun.
[1] fatmacepiccc@gmail.com (Bu yazı Rukiye Özkan Karakaya yönetiminde ‘’ Yönetim ve Strateji Yazarlık Atölyesi’’ kapsamında üretilmiştir. )
[2] Alan Barker, Etkili İletişim, Nova Kitap, s. 159.
[3] Alan Barker, a.g.e. , s. 200.
