Şeyda Naciye Ötegen Cuma[1]
El Turko Günlükleri Latin Amerika’da Osmanlı İzleri, İsrafil Kuralay tarafından kaleme alınmıştır. Seyahatname türündeki kitap, yazar ve ekibinin 2013 yılı Ramazan ayında çıktıkları yolculuk sırasında başlarından geçenleri aktarmaktadır. Kuralay, 2022 yılında eserine eklediği önsöz ile “El Turko”ları tarif etmiştir. Göçmen grup, 19. Yüzyılda Osmanlı topraklarından, başta kuraklık ve geçim sıkıntısı olmak üzere çeşitli sebeplerle Kuzey ve Güney Amerika’ya yerleşmişlerdir. Kuralay ve ekibi “El Turko”ları araştırmak üzere yolculuğa çıkmışlardır. Kitapta Osmanlı’dan göçen ataların ayak izleri takip edilmektedir. Aynı zamanda Latin Amerika ülkeleri ve yerel halk hakkında da bilgiler yer almaktadır. Hacimce küçük olan eser; gezi sırasında kaydedilen akıcı ve tarafsız bir dille yazılmış notlardan oluşmaktadır. Kitabın yazarı İsrafil Kuralay; köşe yazarı, öğretim görevlisi, yönetmen ve yapımcıdır.[2] Hem akademi hem de medya organlarında muhtelif vazifeleri olmuştur.[3]
El Turko Günlükleri, adının hakkını vermekte ve Kuralay ile ekibinin Latin Amerika yolculuklarını adım adım günlük tarzında okuyucuya aktarmaktadır. Kuralay, uzun bir uçuşun ardından Arjantin’in Buenos Aires şehrine ulaşmıştır. Hırsızlığın yaygın, gerginliğin yüksek ve sokakların bakımsız olduğu şehirde yazar, protesto kültüründen bahsetmeden geçememiştir.[4] Zengin ve fakir ayrımının çok belirgin şekilde sergilendiği şehir Buenos Aires’te maddi gelir ve siyasî problemler nedeniyle sık sık protestoların gerçekleşmesi, Latin Amerika halkının heyecanlı ruhu göz önüne alındığında beklenmedik bir durum değildir. Bahsi geçen protestolar, çeşitli danslarla icra edilmektedir. Müellif, pek çok açıdan “Tezatlar Şehri” şeklinde tanımladığı Buenos Aires’te[5] Göçmen idaresinden “Turcos Ottoman”a ait kayıtlara ulaşmış,[6] Kral Faht Kültür Merkezi ve Camii’yi gezmiş[7] ve El Turko Caddelerinde Güney Amerika havasını solumuştur.[8] Futbol veya müzik gibi popüler sanat ögeleriyle akıllara gelen Latin Amerika, yazarın da belirttiği üzere her bir ülke ve şehri ile kültür sembolleri sayesinde gezenleri şaşırtmaktadır.[9] Bölge halkının Türkiye ve özellikle Osmanlı ile ilişkileri sosyal kavramların oldukça ötesinde ve manevî bağlılık içeren bir pozisyondadır. Gerek geçmişte Osmanlı topraklarından gelen göçmenlerin torunları gerekse sonrasında Müslüman olmuş veyahut Türkiye ile çeşitli ticarî ve turistik ilişkileri bulunan Arjantinliler, yaşadığımız topraklara görülmeyen bağlarla bağlanmışlardır.
İnternetin arama motoruna “Brezilya” yazdığınızda sizi Cristo Redento yani Kurtarıcı İsa Heykeli zaviyesinden turistik bir manzara karşılamaktadır. Ancak aramaya “Brezilya Sokakları” şeklinde bir ekleme yaparsanız gecekondularla dolu fotoğraflar görürsünüz.
Arjantin’den sonra yazarın yeni durağı Brezilya olmuştur. El Turkoların tüm Latin Amerika’ya yayılmış ayak izleri, beklenmedik bir şekilde bir sokak kenarında dahi karşınıza çıkabilmektedir. Kuralay’a göre daha enerjik görünen insanları ile Brezilya, hareketli sokakları ve heykelleri ile satırlara konu olmaktadır.[10] Yazar araştırmasına burada El Turko uzmanı ve Papaz İbrahim ile görüşerek,[11] Rio de Janeiro İslam Kültür Merkezi ve Camii’yi gezerek devam etmiştir. Burada Osmanlı Donanma İmamı Bağdatlı Abdurrahman Efendi’nin izlerine de rastlamıştır.[12]
Osmanlı’dan günümüze değin Latin Amerika topraklarına göç eden El Turko grupları hem göç sebepleri hem de göç ettikleri dönem itibariyle birbirlerinden farklılık göstermektedir. Kimi Türk veya Filistin asıllı vatandaşlar kimliklerini gizleyip asıllarından bahsetmek istemezken kimisi de yaşadığı bölgede açtığı dükkânlara memleketinin adını vererek kültürünü devam ettirmektedir. Bölgeye eskiden gelen grupların geçmişlerini unutmak istemeleri veyahut yeni bir dünya kurmak hevesinde olmaları, göç ettikleri ülkelerde yaşadıkları sıkıntılardan kaynaklanabilmektedir. Bazı gruplar ise -özellikle Müslüman göçmenler- Latin Amerika’da yaşadıkları dinî ve kültürel baskı nedeniyle asıllarını unutmak zorunda kalmışlardır. Bununla beraber günümüzde eskiye nazaran oluşan refah ortamı, yalnızca El Turkoların din ve kültürlerini rahatça yaşamalarını sağlamakla kalmamış söz konusu grupların siyasetten akademiye kadar yüksek mevkilerde görev sahibi olmalarını dahi mümkün kılmıştır.
Kuralay, hem eski hem yeni El Turkolarla görüşmeler yaparak belgeselini oldukça donanımlı hâle getirmiştir. Bu bağlamda Brezilya’nın ardından maden kaynaklarıyla meşhur ülke Şili’ye geçmiştir. Burada da caddelerde Türk market ve restoranları,[13] El Turkolara ait göçmen belgeleri,[14] Santiago’da çoğunluğu Manisa’dan göçmüş Türklerin oluşturduğu mahalle[15] ve Türkiye’nin siyasî gündeminden haberdar Ortodoks Kilisesi[16] ile kilometrelerce ötede yaşadığımız coğrafyanın rüzgârı hissedilmektedir.
Şili’den sonra Meksika’yı da dolaşan Kuralay, bölgede en temel sıkıntının güvenlik olduğunu belirtmektedir.[17] Meksika’nın meşhur piramitlerini[18] ve belirli merkezlerini gezdikten sonra kıtaya veda vakti gelmektedir.
Hacmi küçük olan eser, yazarın kitap ve belgesel hakkında yaptığı röportaj ve konuşmalardan anlaşıldığı üzere, okuyucuya aktarılandan çok daha fazlasını ihtiva etmektedir. El Turko Günlükleri, Latin Amerika üzerine yazılmış olsa da Kuralay, El Turkoların izini Lübnan, Ürdün, Filistin ve Suriye’den başlayarak takip etmiştir.[19] Yazara göre “El Turko” kavramı, muhtelif soylara hakimiyet kurmuş Osmanlı Devleti’nde, vatandaşlığı en kapsamlı şekilde karşılayan kavramlardandır.[20] Bu kavram özelinde telif edilen eser; başta göç toplulukları araştırmacıları, El Turko takipçileri ve Latin Amerika meraklıları için bir solukta bitirilebilecek kapsamlı bir kitaptır. Kitapta bölgeyle ilgili bazı eser tavsiyeleri bulunmaktadır. Konu ile ilgili yazarın film ve kitap önerileri şu şekildedir; Charlie Chaplin “The İmmagrant”, nacizane tahlilinin yapıldığı Abdurrahman Efendi’nin Tesliytü’l-Garib, Mühendis Faik Bey’in Seyahatname-i Bahr-i Muhit ile Neruda’nın hayatını anlatan “Postacı” filmi.
Latin Amerika’da Osmanlı Diasporası PDF
[1] naciye3334@gmail.com Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, Kur’an-ı Kerim Okuma ve Kıraat Bölümü. (Bu yazı Young Academia bünyesinde Dr. Kemal Yavuz Ataman yönetiminde “Küresel Düşünce Yazarlığı Uzmanlık Atölyesi” kapsamında üretilmiştir.)
[2] İsrafil Kuralay, El Turko Günlükleri (İstanbul: Profil Kitap, 2022), 6.
[3] Kuralay, El Turko Günlükleri, 6.
[4] Kuralay, El Turko Günlükleri, 18-20.
[5] Kuralay, El Turko Günlükleri, 22.
[6] Kuralay, El Turko Günlükleri, 27.
[7] Kuralay, El Turko Günlükleri, 33.
[8] Kuralay, El Turko Günlükleri, 33-35.
[9] https://www.youtube.com/watch?v=rcSDe-XANSg Erişim Tarihi: 1. 1. 2025.
[10] Kuralay, El Turko Günlükleri, 58.
[11] Kuralay, El Turko Günlükleri, 62.
[12] Kuralay, El Turko Günlükleri, 77.
[13] Kuralay, El Turko Günlükleri, 87.
[14] Kuralay, El Turko Günlükleri, 87.
[15] Kuralay, El Turko Günlükleri, 97.
[16] Kuralay, El Turko Günlükleri, 98.
[17] Kuralay, El Turko Günlükleri, 121.
[18] Kuralay, El Turko Günlükleri, 124-126.
[19] https://www.youtube.com/watch?v=rcSDe-XANSg Erişim Tarihi: 1. 1. 2025.
[20] https://www.youtube.com/watch?v=rcSDe-XANSg Erişim Tarihi: 1. 1. 2025.