Ayşegül Etyemez Cortoğlu*
Dr. Gary Small, bir psikiyatristtir. Psikoterapi başta olmak üzere ilaç ve çeşitli tedavi yöntemleriyle en zor durumda olan hastaların dahi psikolojik olarak iyileşme durumu gösterdiklerini 30 yıllık meslek hayatı boyunca tecrübe etmiştir. 1979 yılında Boston’da bir psikiyatri kliniğinden başlayıp Los Angeles’e uzanan mesleki hayatında, hastalarının iyileşme yolculuğunu anlattığı “The Other Side of the Couch” isimli eserini kaleme almıştır. Dilimize “Bir Psikiyatristin Gizli Defteri” ismiyle çevrilen kitap, Dr. Gary’in senaryo yazarı olan eşi Gigi Vorgan’un desteği ile daha akıcı bir üslupla yayınlanmıştır.
Kitapta hekim-hasta ilişkileri kadar hekimler arasındaki iletişim ve Dr. Gary’in günlük hayatında hastalarını daha iyi anlamak için eşiyle yaptığı paylaşımlar dikkat çekmektedir. Bu durum onun en sıra dışı olayları iyice tetkik ettikten sonra en doğru teşhisi koymasında ve tedavideki başarısında etkili olmuştur. Bu bağlamda kitabın çok okunanlar listesine girip okuyucuları cezbetmesi, doktorun samimiyetle, olayları tüm yönleriyle detaylandırarak akılda soru işareti bırakmayacak şekilde açıklaması ve mesleğine olan büyük sevgisinin tezahürüdür denilebilir. Zira bu sevgisini kitabının önsözünde “insanların kel kalana dek saçını neden yolduğu ya da sırf bayılan birini gördüler diye diğerlerinin de neden bayıldığı” gibi soruları daima merak etmesi ve bunların cevabını bulmak için tıpta uzmanlık dalı olarak psikiyatriyi seçtiğini ifade etmiştir. Ardından bu seçiminin herkes tarafından ilk andan itibaren kabul gördüğü ve kendisinin de psikiyatrist olmasından hiçbir zaman pişmanlık duymadığını vurgulamıştır.[1]
Yazar kitapta 15 hastasının nasıl tedavi edildiğine dair örnekleri başlık olarak seçmiştir. Her bölümde farklı bir başlık yazarak hastasını “seksi bakış”, “kafa üstü duran kız” gibi dikkat çekici yönüyle isimlendirmiştir. Psikiyatri doktoru olarak hekim hasta ilişkisindeki mahremiyeti korumak için hastaların isimleri ve gizli olması gereken yönlerine önem vererek bir olay üzerinden hastalığının ismi, tıbbi tarifi ve diğer psikolojik hastalıklardan farkı gibi açıklayıcı bir teşhis sürecini aktarmıştır. Teşhisin doğru yapılması da tedavinin başarısında etkili olmuştur.
Dr. Gary’nin danışmanlarla çalıştığı ve her birinin hangi yönde kendisini mesleki olarak geliştirdiği görülebilir. Kitabında danışmanının tavsiyelerini değerli bulmakla birlikte kendi mesleki sezgilerinin daha iyi olduğunu fark etmesi ve daha bilgili bir psikoterapi gözetmeniyle birlikte çalışarak özgüven geliştirmesine dair bir örnek ile başlanılmıştır. Çünkü kendi sezgilerine güvenmeyi “seksi bakış örneğiyle öğrenmiştir.[2] Bu yüzden Dr. Herman Lochton ilk psikoterapi gözetmeninin[3] tavsiyelerini uygulamanın hastasına faydalı olmadığını fark ederek Massachusetts General Hospital’da zorlu hastalardan ve durumlardan iyi anlayan ve sınırda psikotik hastalar konusunda uzmanlaşmış̧ terapist Joe Sandler ile çalışmaya başlamıştır.[4] Böylece Dr. Gary’nin ilk bölümdeki başlığa verdiği isim olan “seksi bakış”lı hastasının irdeleyici psikoterapinin ortaya çıkardığı, gerginlikle baş edemeyen “sınırda psikotik” diye tabir edilen bir hasta olduğunu da danışman gözetmeniyle birlikte teşhis etmişlerdir.[5] Bu psikoterapi hastasının destekleyici görüşme seansı ve ilaçlı tedavi ile takibi yapılarak tedavisi de sağlanmıştır.[6]
Dr. Gary nezdinde, onun farklı danışmanlar veya gözetmenler ile iş birliği yapmasının “her psikiyatrist veya psikoloğun kendisinin de bir psikoloğu vardır” söylemini, eğitim ve uzmanlığa giden süreç için “rehberliğin mecburiyeti” olarak açıkça göstermiştir.
Dr. Gary diğer psikiyatristlerle kendisini zaman zaman karşılaştırmıştır. Bunu tedavide farklı yaklaşım metotlarıyla yaptığı gibi mesleğindeki incelikleri ve ayrıntıları atlamadan değerlendirmeye tabi tutmasıyla uygulamıştır. Bu özelliği ile doçentlik tezinin kabulünde danışmanı Larry Klein’ın da tavsiyesi ile “en basit olasılıkların dahi asla göz ardı edilmemesi” prensibini uygulaması, tedavi sürecindeki başarısında en önemli etken olmuştur.[7]
Yazar, kitapta hem akademideki kariyeri hem de hastalarıyla iletişiminde her detayı dikkate aldığına dair örneklere ver vermiştir. Örneğin, 2. bölümde “kafa üstü duran kız” iyi bir gözlem ve her ayrıntıyı dikkate alışın tedavideki başarının yolu olarak verir. Zira, kan şekeri düşen bir hastanın meyve suyu verilerek bedeni dengelendiğinde hastanın kendine geldiği ve iletişime açık olduğu görülmüştür.[8] Daha sonra annesi ile olan çatışmasının psikoterapi ile çözümü, hastanın uzun vadede iyilik halini devam ettirmesini sağlamıştır.[9] Ayrıca, 10. bölümdeki fazla su içme sorunu olan hastasının vücuttaki sodyum seviyesinin düşüklüğü Dr. Gary’in dikkati sayesinde yine doğru teşhis ve tedavi ile sonuçlanan bir örnektir.[10] Bu ve benzeri basit mantralar onun meslek hayatını kolaylaştırmıştır.
Dr. Gary, 4. bölümde toplumsal histeri sebebiyle bayılan kız öğrencilerden bahsederek okulun en popüler kız öğrencisi bayıldığında diğerlerinin de herhangi zehirlenme olmadan aynı şekilde bayıldığını gözlemleyip olayı doğru bir şekilde aydınlatmıştır.[11] Böylece, “toplumsal histeri” teşhisi ile psikiyatrinin dikkatli bir gözlem analizi yaparak beden-ruh arasındaki iletişimin hem bireysel hem de sosyal yönünü vurgulamıştır.
Dr. Gary, meslek hayatında psikiyatriyi önemsemeyen ya da alaycı bir yaklaşım sergileyen meslektaşlarıyla karşılaşmıştır. Hastalanan bir ressamın, beyin cerrahisi doktorunun tedavisiyle değil psikiyatrik açıdan ECT tedavisi ile iyileştirilme süreci ve yaşanılan mücadele ile örneklendirmiştir. “Sessizliğin Tedavisi” ismini verdiği örnekte, hastanın kolunun uzun süre yukarıda kalmasının, tedavide uygulayacağı yöntem ile düzelebileceğini bildiğinden başkasının hastası diye düşünmeyip kendisine bu durumu görev addederek başarıya ulaştığı görülmüştür.[12]
Farklı branşlardaki doktorlardan Dr. Gary’in de muayenesine yönlendirilen örnekler de bulunur. Ancak bu örneklerde “hekime uymak gereklidir” mesajı verilerek kendisi de genel cerrah olan bir doktorun dahi kendi kendine ilaç yazmadan Dr. Gary’den yardım istemesi övgü sebebi olmuştur. Zira doktorun bu davranışı, onun en başta doğruyu bildiğinin işareti olarak nitelendirilmiştir.[13] Bu bağlamda kitapta genel bir izah yapılarak doktorlar ve ilaç kullanımlarına yönelimleri değerlendirilmiştir.
“Doktorların kendisine ve aile üyelerine ilaç yazdığı bilinmektedir. Ancak uzmanlık alanı dışındaki rahatsızlıklarda yanlış̧ ilaçlar ya da dozajları verildiğinde doktorların başlarının derde gireceği unutulmamalıdır. Ayrıca gereğinden fazla reçeteli ilaç kullanmak, bağımlılığın da ilk adımı olabilir. Öyle ki doktorların grup olarak kokain ya da eroin gibi yasa dışı ilaçları kullanma durumu az görülse de uyuşturucular ve sakinleştiriciler gibi ilaç istismarına yatkınlıkları vardır.”[14]
Bu örnek ile hekimlerin hem bilinçli davranmaları hem de hastalık durumunda meslektaşlarından yardım istemeleri salık verilmektedir.[15] Böylece her tıbbi branş kendi uzman doktoru tarafından tedavi edilmesi gerekir. Özellikle psikiyatri doktorlarının yerine geçerek rastgele ilaç kullanılması ölüme davetiye çıkarmak anlamına gelir vurgusu yapılmıştır. Bu bağlamda doğru şekilde ilaç kullanımının örneğine 11. bölümde yer verilmiştir. “Rüyalardaki düğün başlığı” ile genel cerrah olan doktorun hasta koltuğunda oturarak psikoterapi alması sonucunda çocukluğunda babasının dayağı ve sonrasında izletilen pinokyo filmiyle oluşan travmasının rüyalarına hatta evleneceği kişiyle düğün törenindeki korkusuna kadar uzanan bir durum anlatılmıştır.[16] Evleneceği kadın ile düğün törenini yapmayı birlikte düzenlemeleri ve uykuyu düzenleyici ilaç tedavisiyle kısa sürede problem çözümlenmiştir.[17]
Kitapta psikoterapi sürecinin etkinliğini ve psikologların dahi her zaman kendisine derman olamayacaklarına dair ilginç örnekler vardır. Bunlardan biri 12. bölümde açıklanmıştır. Kendisi de psikolog olan bir hanımın 30 yıllık kocasının sosyopat davranışlarını hep iyiye yorumlayarak fark edemediğini, ancak terapi sürecinde son üç yıldır eşinin hafta sonlarını teknede geçirme isteğinin arkasında yatan saplantısının korkutucu gerçekliği ile yüzleşerek eşinin kendisini delirdiğini zannettirmesi veya suçlu hissettirip depresyona sokmasından kıl payı kurtularak boşanma kararı alma süreci aktarılmıştır.[18] Ayrıca “bebek” sevdasıyla yalancı gebelik yaşayan bir psikolog da Dr. Small ve kadın doğum uzmanının takibi ile hem tedavi hem de yeniden hamilelik süreciyle evlat sahibi olabilmiştir. Yalancı ve histerik gebelik halinden kurtulup aile içi çatışmalarını psikoterapi sürecinde çözümlemesi onun hem eşiyle evlilik sürecine hem de bebek sahibi olmasına katkı sağlamıştır.[19]
“Halk sağlığı açısından ABD’de her yıl tahmini dört yetişkinden birinin zihinsel bir hastalık yaşadığı kayıtlara geçmiştir. Halkın tedaviler sonucunda psikiyatrik müdahaleler içinde yer alan psikoz, depresyon ve kaygı belirtilerinin azaldığı görülmüştür. Ancak tüm bu olumlu gelişmelere rağmen hala pek çok insan psikiyatri uzmanına gitmekten çekinerek kendisine deli damgası vurulmasından korkmaya devam etmektedir.”[20] Dr. Gary Small bu bilgileri verip hastaların tedaviye çekinmeden gelmesini belirtirken kitabındaki ilk örnek ile bir bayan hastasının kendisini tokatladığı ve daha önce de şizofren bir hastasının tehditlerine maruz kaldığını zikretmiştir.[21] Bu örnekten de anlaşılacağı üzere hem hekim hem de hasta açısından sınırlara dikkat edilmesi tedavideki süreçte oldukça önemlidir. Bu bağlamda hekimler ile hastalarının biyoetik ilkeler çerçevesinde hastanın mahremiyetine özen gösterme ve sırlarını saklama gibi temel sorumlulukları yerine getirmesi gerekir. Zaten hastaların da hekime şiddet veya ahlaki çerçevenin dışına çıkarak cinsel beklentiler içinde olması gibi hukuk dışı durumlar kanunen yasaklanmıştır.
Kitapta Dr. Gary Small’ın bir hekim olarak hastalarıyla doğru bir iletişim içinde olduğu ve onların haklarını korumaya özen gösterdiği belirtilmiştir. Örneğin, zorla kapatma durumu veya akli dengesinin bulunmadığı tespit edilerek mali kontrolünün vasisine devredilmesi gereken durumlar gibi ciddi sonuçları olabilecek bir hasta ve akrabalarıyla iletişimde oldukça dikkatli hareket etmiştir. 14. bölümde üç kardeşten sadece en küçüğüne mirasını bırakan babanın vefatından sonra kardeşler arasında anlaşmazlık çıkmış ve kendileriyle görüşmeyen küçük kardeşe içerleyen diğer iki kardeş de onun psikolojisinin bozulması sebebiyle kendilerinden uzaklaştığını iddia ederek Dr. Gary’den yardım istemişlerdir. Bu durumda küçük kardeşin yaşadığı şehre giderek hem panik atak yaşayan küçük kardeşin tedavisini hem de diğer kardeşlerle diyaloğunu sağlamıştır. Böylece zorla kapatılarak tedavi edilme mecburiyeti olmadığı gibi olay tatlılıkla çözüme kavuşmuştur.[22]
Dr. Gary’in 3. bölümde akli bir hastalık veya ciddi takıntılar sebebiyle kendi kolunu keserek bedenine zarar verme durumuna gelen bir hastasının can güvenliğini önceleyerek hızlı bir kararla onu hastaneye yatırarak tedavi etme yani zorla tedavi kararıyla hayatını kurtarmıştır. Hastası iyileştikten sonra hem ailesiyle olan iletişimi hem de yeniden normal sağlıklı hayatına dönmesinde psikoterapi seanslarıyla destek vermiştir.[23]
Psikiyatri doktorları ve psikologlar, arkadaşlarını veya tanıdıklarını hasta olarak kabul edemezler. Bu etik kural, özel hayat ile mesleki sorumlulukların arasında kalmamak için iki taraf için de koruyucudur. Ancak Dr. Gary, yetişmesinde emeği geçen tanıdığı bir doktoru tedavi etmeyi kabul etmekle birlikte ondan asla ücret almayacağını bildirmiştir. Bu yönüyle meslektaşı olan bu doktorun kendi yetişmesi sürecindeki emeklerine karşılık hem minnet borcunu ödemiş hem de alzheimera yakalanan bu doktor arkadaşına erken tanı ile destek olmuştur.[24] Bu örnekten hem Dr. Gary’ın insani yönü hem de yaşlı bakımına dair yeni çalışmalarındaki başarısıyla bir alzheimer hastasının ailesiyle kaliteli ve sağlıklı vakit geçirme fırsatı sunduğu görülüyor.
Bu kitap ile Boston’ın kalabalık acil servis koridorlarından Los Angeles’ın golf sahalarına hatta şehir dışına çıkarak karşılaştığı hastaların ilginç dünyasını aralayan vakalarda, Dr. Gary’nin teşhis ve tedavideki başarıları görülebilir. Onun gayreti iyi bir psikiyatristin psikolojik yardıma ihtiyaç duyan hastaları tedavi edebileceğini vurgulamak ve hastaların da tedaviye başvurmasını sağlamak olmuştur.
Kitabı tahlil ederken psikoterapinin pek çok hastaya tedavi seçeneği olarak sunulması, “derdini söylemeyen derman bulamaz” başlığı ile aktarılmıştır. Zira kitabın zihinsel hastalığı olan ve kendinde yardım alacak gücü bulanlara adayanlara ithaf edilmesi manidardır. Zira psikolojik hastalıklarda kişinin kendi isteğiyle tedaviyi kabul etmesi iyileşme sürecinde çok önemli bir adımı oluşturmaktadır.
Kitap psikoloji alanına merak duyan veya kendisini daha iyi tanımak isteyen herkesin okuyabileceği nitelikte olup özellikle de psikiyatri alanındaki hekimlere büyük bir yarar sağlayacaktır.
Son olarak kitapta ideal bir hekim profili çizen Dr. Gary’nin Amerikalı ve Batı kültürüne uygun bir hayatı olduğu görülmektedir. Bu yüzden okuyucuların yazarı mesleki açıdan değerlendirilmesi uygun olacaktır. Zira özel hayatına dair bazı tercihleri Müslüman hekim kimliği ile bağdaşmamaktadır.
Derdini Söylemeyen Derman Bulamaz PDF
* Emekli Din Hizmetleri Uzmanı ve SDÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri İslam Hukuku Doktora Öğrencisi, aysegulcortoglu@gmail.com
(Bu yazı Young Academia tarafından yürütülen Prof. Dr. Hasan Hüseyin Eker yönetiminde “Halk Sağlığı Tahlil Atölyesi” kapsamında üretilmiştir.)
[1] Gary Small – Gigi Vorgan, Bir Psikiyatristin Gizli Defteri, (Çev. Duygu Akın), NTV Yayınları, İstanbul 2013, 1. bs., s.6
[2] Gary Small – Gigi Vorgan, a.g.e., s. 42.
[3] Small – Vorgan, a.g.e., s. 19.
[4] Small – Vorgan, a.g.e., s. 40.
[5] Small – Vorgan, a.g.e., s. 41.
[6] Small – Vorgan, a.g.e., s. 42.
[7] Small – Vorgan, a.g.e., s. 249.
[8] Small – Vorgan, a.g.e., s. 51.
[9] Small – Vorgan, a.g.e., s. 65.
[10] Small – Vorgan, a.g.e., s. 264.
[11] Small – Vorgan, a.g.e., s. 104.
[12] Small – Vorgan, a.g.e., s. 159.
[13] Small – Vorgan, a.g.e. s. 266.
[14] Small – Vorgan, a.g.e., s. 146.
[15] Small – Vorgan, a.g.e., s. 268.
[16] Small – Vorgan, a.g.e., s. 266.
[17] Small – Vorgan, a.g.e., s. 288.
[18] Small – Vorgan, a.g.e., s. 294.
[19] Small – Vorgan, a.g.e., s. 288.
[20] Small – Vorgan, a.g.e., s. 10.
[21] Small – Vorgan, a.g.e., s. 40.
[22] Small – Vorgan, a.g.e., s. 361.
[23] Small – Vorgan, a.g.e., s. 87.
[24] Small – Vorgan, a.g.e., s. 388.